Okyanus ve Damla

Hayatın kendisi başlı başına Rabbimize doğru bir yolculuktur; durmaksızın devam eder... Burada kalıcı olduğunu zanneden insan en büyük yanılgı içerisinde değil midir? Yaşanan küçük büyük her bir olay, her bir duygu, yapageldiğimiz her bir hata O'nu hatırlatmak içindir... Böyle olduğu için severiz hatalarımızı ve tekrar etmemek üzere azmederiz. O'nun içindir ki zora talip olur da büyük cihada girişiriz nefsimizle... Okyanus olmaya talip oluruz damla olmanın tüm çilesine katlanmayı göze alarak.Bir damlacık su “ben”lik davasından geçtiği zaman, artık içerisinde bulunduğu okyanustan haber verir; adeta okyanus oluverir... Rabbimize ait her bir hakikat damlası muhatabının gönlünde akacak mecrayı bulduğu zaman enginlere yol açmaya başlamış demektir.Kitle iletişimi araçlarıyla haberleşmenin artık çok hızlı bir şekilde sohbet kültürünün yerini almaya başladığı günümüzde, Mahmut Toptaş enginlere yelken açmaya namzet damla hükmünde, sohbet tadındaki tefekkürleriyle okurlarını okyanusun enginliğine davet ediyor. Okuru satır aralarından soyutlayarak adeta geçmiş zamanda kurulan sohbet meclislerine götürüyor; ta ki konuşulan hakikatler kalplere nakşolsun...

“Kelebek ve Dağ”dan sonra Mahmut Toptaş'ın Timaş'ta yayınlanacak ikinci kitabı olacak “Okyanus ve Damla”. Hayatını Allah'ı ve peygamberi anlamaya ve anlatmaya adamış hak dostlarından biri kendisi. Yaptığı hiçbir davranışı, yazdığı hiçbir satırı “desinler” için yazmaz. Camide vaz ederken de, talebelerine ders verirken de evinde sohbet meclisinde iken de tüm hukukunu hak üzere bina eder. Günümüzde artık unutulmaya hatta yok olmaya başlayan “sohbette insibağ vardır” sözü onun satırlarında yeniden hayat bulur; onun satırlara dökülenler okurun gönlünde makes bulur. “Okyanus ve Damla”da yer alan her bir mevzu, üzerinde incelikli düşünüldüğünü, ince ince tefekkür edildiğini açıkça gösteriyor. Çalışmanın özellikle verilen ayet ve hadisler üzerine yapılmış akli ve kalbi bir tefekkür denemelerinden oluştuğunu söyleyebiliriz.