Einstein’ın Hayatını Nasıl Kurtardım?

28 Şubat 2020, Atlantik Okyanusu’nda gece yarısından hemen önce. Babası, 12. doğum günü için Emily'yi New York'a bir tekne gezisine çıkarır. Büyük bir heyecanla geziye başlayan Emily, kendini bir anda göçmen gemisinde bulur. Yıl 1913'tür! Babası yanında yoktur. Ancak bu geçmişe yolculukta Emily tek değildir. 2016’da farklı amaçlarla gemiye binen Lorenzo ve Malik de Emily’yle aynı kaderi paylaşır. Bu iki çocuk, gemi New York’a vardığında bir yangın çıkacağını söyler. Kahramanlarımız bu felaketi engelleyip yaşadıkları yıla dönmenin yolunu bulmak zorundalar. Ve bu konuda onlara yardımcı olabilecek tek bir kişi vardır: Albert Einstein!

Eser, gerçek malzemelerle bir kurgu sunuyor okuyucuya. Birbirlerinden farklı zamanlarda yaşamış beş çocuğun maceraları arkadaşlık, vefa, yardımlaşma gibi pek çok insani duyguyu aşılıyor. Bunu yaparken de dönem hakkında eserin geneline yedirilmiş bilgilendirmelerle okuyucuda farklı bir düşünme sistemi oluşmasını sağlıyor. Okur kitabı okuduktan sonra karakterleri “en yakın arkadaşıymış” gibi hissedecek. Kitapta yer alan İmperator ve Queen Mary 2 gemileri gerçekte de var olan gemiler. Kitabın sonunda yer alan bölümde bu bilgiler okuyucuyla paylaşılıyor ve okuyucu kurgu bir eser okuduktan sonra aslında okuduğu her şeyin kurgu olmadığını fark ediyor.

Zamanda yolculuk adına çok iyi düşünülmüş bir kurgu. Hikayenin en önemli özelliklerinden biri ana karakterin dışındaki karakterlerin de çok sağlam işlenmiş ve rollerinin yazar tarafından oldukça iyi paylaştırılmış olması. Bölümlerin kısa olması, hitap ettiği yaş grubu için olumlu bir özellik. Hikaye dinamik, hızlı. Her an bir hareketlilik var. Bu hareketliliğin de üç yönü var: Gerilim, gizem ve komedi. Bu unsurlar bir arada ve dengeli bir şekilde sunuluyor. Hikayenin birçok yerinde Einstein'ın sözlerinden alıntılar var. Bu da zaman zaman kurguya yedirilmiş. Yazarın akıcı dili ve güçlü anlatımı, en az kurgu kadar kitabın iddiasını yansıtıyor.