Şehirleri sarsan devasa yangınların ardında sadece kül değil, yeniden doğuş hikâyeleri de saklıdır. Bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezi olan İstanbul'da, özellikle iktidarın merkezi olan Bâbıâli binasında meydana gelen yangınları mercek altına alıyor. Söz konusu binanın yönetimin kalbi olması sebebiyle, buradan çıkan alevlerin koca imparatorluğun siyasetine ve ekonomisine, devlet-vatandaş ilişkilerine etkilerini; her kül oluştan sonra yeniden dirilişin Bâbıâli bölgesinden başlayarak İstanbul’un kentsel, mimari ve kültürel çehresini nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Kemalettin Kuzucu, tarihî belgeler, gravürler ve dönemin tanıklıklarını ustalıkla bir araya getirerek okuyucuyu Osmanlı döneminin dramatik yangın sahnelerine taşıyor. Yangınların sadece fiziksel değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşümü de nasıl tetiklediğini anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir rehber. Bâbıâli neden bu kadar çok yangın yaşadı? Kader mi ihmal mi? Defalarca alevlere teslim olan bir şehir ve mimari anlayışında değişimler; ahşap, sade ve mütevazı klasik dönem yapılarına karşı metin ve görkemli kâgir mimari… Lale Devri’nden Vaka-yı Hayriye’ye tulumbacılık; Bâbıâli’de tulumbacı olmak… İmparatorluk çökerken yangın yerinin hal-i pürmelali… Bina eminleri, mimarlar, mühendisler, kalfalar, afet yönetimi ve koruyucu önlemler… İflasın eşiğinde inşaat, finansman sorunları ve ödeme anlaşmazlıkları… Yangınların gölgesinde defalarca yeniden kurulmuş bir şehri anlamak için eşsiz bir kaynak…